Sağlığa Zararlı Alışkanlıklar
İçindekiler
Sağlık Bilgisi 1 Ünite 5: Sağlığa Zararlı Alışkanlıklar Konu Özeti
Sağlığa zararlı alışkanlıklar denince aklımıza; sigara, alkollü içki, uyuşturucu ve uyuşturucu nitelikli ilaçların kullanılması gelir. Bu maddelerin alınması, sağlığı bozduğu bilinmesine karşın yine de kullanımı sürdürülen alışkanlıktır.
Sigara; ince kâğıda kıyılmış tütün sarılarak hazırlanan, bir ucundan yakılarak diğer ucundan dumanı çekilen, sağlığa zararlı bir maddedir.
Alkol; kolonya, parfüm, boya, antifriz, ispirto, rakı, şarap gibi maddelerde bulunan kimyasal bir bileşiktir.
Uyuşturucu madde; alındığında çevresel uyartılara karşı duyarlılığı azaltan, yok eden ya da artıran ve bağımlılık yapan maddede Uyuşturucular, zararları bilinse de kullandıkça daha fazla kullanma gereksinimi yaratan morfin, kokain, eroin, esrar, afyon vb. kimyasal bileşiklerdir.
1. Ünite için tıklayın: Sağlık, Hastalık, Engellilik Nedir? Sağlık Nasıl Tanımlanır? Sağlığı Etkileyen faktörler Nelerdir?
Büyüme ve Gelişme, Sağlık Bilgisi 1 2. Ünite Konu Anlatımı için tıklayın!
Sağlık Bilgisi 1 Ünite 3, Sağlığın Geliştirilmesi ve Korunması, konu özeti, ders notları için tıklayın!
Sağlık Bilgisi 1 Ünite 4, Akıl ve Ruh Sağlığı Konu Özeti
Sağlık Bilgisi 1 Ünite 5: Sağlığa Zararlı Alışkanlıklar Konu Özeti
Bağımlılık, kişinin maddeyi keyif verici etkisine bağlı olarak alma arzusu, bu arzunun zamanla irade dışına çıkması ve maddeyi sürekli alma isteğidir.
Psikolojik bağımlılık diğer adlandırmasıyla tiryakilik temelde doyum sağlama hislerine dayanır.
Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) bağımlılığı, ‘düzenli olarak günde bir sigara içme’ olarak tanımlamış, sigarayı “dünyanın en hızlı yayılan ve en uzun süren salgını” olarak gördüğünü ifade etmiştir.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), sigara ile bağlantılı hastalıklar nedeniyle 1950 ile 2000 yılları arasında 60 milyon insanın öldüğünü ve bunun II. Dünya Savaşı nedeniyle meydana gelen ölümlerden fazla olduğunu bildirmiştir.
Öncelikle vurgulanması gereken noktalardan biri ergenlikte sigara içiminin erişkinlikte sigara içimi için en önemli risk etkeni olduğudur.
Sigaranın akciğer kanseri, kronik bronşit ve kalp damar hastalıklarının ana nedeni olduğu bütün kesinliğiyle biliniyor. Bu konuda yapılmış binlerce güvenilir araştırma vardır.
Buna göre insanlar ne kadar çok sigara içerse o derece büyük tehlikeyle karşı karşıyadır.
Sigaranın temel zararları şunlardır:
* Sigara kan pıhtılaştırıcıdır.
* Sigara bir damar tıkayıcıdır.
* Sigara bir spazmatiktir.
* Sigara bir oksijen kısıtlayıcıdır.
* Sigara içinde 100’den fazla kanserojen madde vardır.
* Sigara AİDS ‘ten sonra DNA ‘nın en büyük tahripçisidir.
* Sigara bir vitamin düşmanıdır.
* Solunum yolu hastalıklarına yol açar.
Alkol Bağımlılığının Tedavisi
Alkol kullanımına bağlı sorunlar çağımızın en önemli konularından birisi olmuştur. Alkolizm, sağlık, trafik kazaları, özkıyım, suça yönelme, aile parçalanması, ekonomik sorunlar, iş yaşamının bozulması gibi birçok sorunu içeren büyük bir biyopsikososyal ve ekonomik konudur. Alkole bağlılık durumunda kişilerde genellikle şu belirtilerin çoğu vardır. İçkiye karşı aşarı istek veya tutku, durduramayacağını bilme, alkole karşı tolerans oluştuğundan sürekli daha fazla miktarda içme, başka ilgi ve zevklere hayatında yer vermeme, sağlığından işinden eşinden olacağını bildiği halde içmeye devam etme.
Alkolizm:
Alkolizm bir hastalıktır. Bazen normal içme nerede biter, alkolizm nerede
başlar sınır çizmek kolay olmaz. Alkolizm en çok 22-35 yaşları arasında görülür.
Bütün dünyada kadınlarda daha azdır.
Ülkemizde de kadınlar da görülme sıklığı azdır. Aşırı alkol kullanma ve bağlılık durumlarında içme biçimi genellikle üç tür de olur.
a.Yüksek miktarda alkolü her gün düzenli olarak içmek.
b.Yüksek miktarda alkolü düzenli olarak yalnız hafta sonları içmek.
c.Uzun aralar verdikten sonra birden günlerce, haftalarca ya da aylarca ağır miktarda her gün içmek.
Alkolizmin gidişi üç evreye ayrılır. Birincisi sosyal içme evresidir. Bu evre yaşam
boyu böyle sürebilir ve kronik alkolizm oluşmaz. Fakat böyle içenlerin bir bölümü birkaç yıl içinde içkiyi artırır ve düzenli almaya başlar.
İkinci evrede iş ve aile ve sosyal yaşamda sorunlar başlar. Zaman zaman bırakabilenler, azaltabilenler, yıllarca büyük sorunlar çıkmadan yaşarlar. Ancak, böyle orta derecede içenlerin yaklaşık % 25’i zamanla kendilerini üçüncü evrede bulurlar. Artık süregelen alkol bağımlılığı yerleşmiştir. Bu evreye girmiş olanların azı alkolü bırakır. Çoğu ya ağır bedensel ve sosyal yeti yitimine uğrar ya da ölür.
Bağımlılık durumunda genellikle kişilerde şu özellikler gözlenebilir: Bedensel zararı görüldüğü halde içki içmeyi sürdürmek, ruh sağlığı üzerinde görüldüğü halde içki miktarını artırmak( ki bu doz bağımlı olmayanlarda ciddi zehirlenme belirtilerine yol açar.
Uyuşturucu olarak kullanılan birçok madde vardır. Bunların kimyasal yapıları birbirinden farklıdır. Kullanıldıklarında merkezi sinir sisteminin farklı bölümlerini etkileyerek değişik belirtilere yol açarlar.
Uyuşturucu maddelerin fiziki etkileri: Beyin ve Merkezi Sinir sisteminde: Sigaradan itibaren bütün uyuşturucuların en büyük zararı ve tahribatı beyin ve merkezi sinir sistemi üzerindedir.
Sosyal bir varlık olan insanın çevresi ile uyum içinde olması, akıl ve zihin sağlığı ile mümkündür.
Uyuşturucu maddelerin sosyal etkileri: Akli ve zihni hayatın en büyük düşmanı olan uyuşturucular, insanın uyum gücünü zaafa ve iflasa götürmekle onu aileden, toplumdan ve çevresinden kopararak, yalnızlığa, bunalıma ve hemen ardından da sorumsuz bir hayata mahkûm eder. Bağımlıyı yaşayan bir ölü haline getirir.
Uyuşturucu madde bağımlılığı üç dönemde incelenebilir;
Alışma dönemi, Doyma dönemi, Düşkünlük dönemi.
Alışma Dönemi:
Uyuşturucu maddeyle ilk tanışma dönemidir. Bu dönemde yalancı bir dünyaya dalarak keyif alma duygusu ön plana çıkar. Kişi kararsızdır, uyuşturucuya başlamamak için direnir. İstediği zaman uyuşturucuyu bırakacağını düşünür. Vücutta kalıcı bir fiziksel hasar yoktur.
Gerekli tıbbi yardım yapılırsa kolaylıkla uyuşturucuyu bırakabilir. Kişilerde yersiz davranışlar, aşırı neşe ve durgunluk, dalgınlık, unutkanlık arkadaşlardan ayrılarak yeni gruplara katılma gibi değişiklikler uyuşturucu kullanmaya başladığının belirtileridir.
Doyma Dönemi:
Bu dönemde kişi yaşantısını devam ettirebilmek için uyuşturucu maddeyi kullanmak zorundadır. Artık keyif alma yoktur. Maddenin yoksunluğunda büyük sıkıntı ve problemler doğmaktadır. Görme bulanıklığı, göz bebeklerinde küçülme, ağız kuruluğu, ellerde titreme, nabız ve solunum sayısında azalma, tansiyon düşüklüğü, kabızlık, hafızada zayıflama, ruhsal durgunluk, dikkatsizlik, irade ve kişilik kaybı, halüsinasyonlar vardır. Karaciğer, kalp, solunum ve sindirim sisteminde hasarlar ortaya çıkmaktadır. Bağımlının gittikçe daha fazla miktarda maddeye ihtiyacı olmaktadır. Bu dönemdeki bağımlıyı kurtarmak için ciddi bir tedavi gereklidir.
Düşkünlük Dönemi:
Bu dönemde organlarda ağır hasarlar ve ruhsal çöküntü görülür. Kalp ve solunum problemleri, karaciğer hastalıkları ortaya çıkar. Aşrı zayıflama, kusma, kalp ve solunum yetmezliği görülür. Bağımlının hastalıklara karşı direnci azalır.
Zatürre hepatit(sarılık) AIDS gibi hastalıklar meydana gelir. Beyin hasarı, kişilik
kaybı, ağır ruhsal problemler ortaya çıkar. Kişi kendine bakamaz ve yardıma
muhtaç hale gelir. Madde bulabilmek için her yolu dener, hatta suç işleyebilir.
Yaşantısını devam ettirebilmek için aldığı uyuşturucu miktarını arttırmak zorundadır. Uyuşturucu kullanımında aşırı doz alımına bağlı olarak zehirlenme ve
ölüm olayı görülebilir. Aşırı doz alındığında başlangıçta huzursuzluk, sesli ve ışıklı uyarıcılara karşı aşırı tepki görülür. Halüsinasyonlar, terleme, bulantı ve kas krampları meydana gelir. İdrar ve dışkı kontrolü kaybolur. Solunum düzensizleşir. Kalp atımı ve kan basıncı düşer. Titremelerle baygınlık, koma ve ölüm meydana gelir.
Uyuşturucu Bağımlılığının Tedavisi
Uyuşturucu bağımlılığının tedavisinde önemli iki nokta vardır:
* Bağımlının kendisinin tedavi olmaya ve bağımlılıktan kurtulmaya istekli olması.
* Bağımlılığın erken teşhis edilerek tedaviye başlanması.
Uyuşturucu madde bağımlısı istekli ise tedavi şansı son derece yükselmektedir.
Aksi halde zorlamayla kişileri bağımlılıktan kurtarmak mümkün değildir. Bağımlının kalıcı organ hasarları, ağır ruhsal problemler oluşmadan teşhis edilmesi tedaviyi kolaylaştırmaktadır. Erken teşhis edilemeyen vakalarda tedavi uzamakta ve iyileşme süreci gecikmektedir.
Uyuşturucu madde bağımlılığının tedavisi, tedavi ve rehabilitasyon olmak
üzere iki aşamada gerçekleştirilir.
* Tedavi aşmasında kişi bağımlı olduğu maddeden uzaklaştırılarak yoksunluk
belirtileri ile savaşılır. Vücut organlarında meydana gelmiş hasarlar tedavi
edilir. Bu safhada bağımlı hastanede gözlem altında tutulmalıdır. Yoksunluğa
bağlı geçirdiği krizler son derece tehlikeli olabilir. Bu yüzden ölüme ve intihar
girişimlerine sık rastlanır. Vücuttan toksik madde uzaklaştırılıp yoksunluk belirtileri kaybolduktan sonra ikinci aşamaya geçilir.
* Rehabilitasyon aşamasında kişilerin ruhsal problemleri çözümlenmeye çalışılır.
Tekrar iş gücü kazandırılarak çalışabilecek ve topluma yararlı olacak hale getirilir. Sağlığa zararlı bu alışkanlıklar yerine olumlu hobiler kazanması sağlanır. Kötü arkadaş çevresinden uzaklaşmasına ve kendine destek olacak kişilerle bir arada olmasına çalışılır. Sağlığa zararlı alışkanlıkların tedavisi için hastanelerin psikiyatri bölümlerine veya bu konularla özel olarak ilgilenen gönüllü kuruluşlara başvurmak gerekir.
* Sağlığa zararlı alışkanlıklardan korunmak, bu zararlı alışkanlıkların tedavisinden
çok daha kolaydır. Bu alışkanlıklardan korunmak için alınması gereken önlemler ve aileye, devlete, medyaya düşen görevler olarak sıralanabilir.
Mobil Uygulamamızı İNDİRİN! AÖL Yeni Müfredat Çıkmış Sınav Sorularını Çözün!
Etiketler: Sağlığa Zararlı Alışkanlıklar Konu Özeti, Sağlık Bilgisi 1 Ünite 5
Eklenme Tarihi: 2 Ocak 2018
Konu hakkında yorumunuzu yazın