2024 TYT Felsefe Sınav Soruları Simülasyonu 1

Felsefe, her zaman kendi çağının olaylarını anlamaya çalışır. Bertrand Russell, felsefenin görevinin geçmişte olup biten olayları düşünsel düzeyde ele almak olduğunu belirtir. Felsefe, tarihsel süreçler ve toplumsal değişimler hakkında yorumlar yaparak, olaylar gerçekleştikten sonra bunları anlamlandırır. Bu anlamda, felsefe olayların akışını değiştiremez, ancak olayların nedenlerini ve sonuçlarını kavrayarak insanlara derinlemesine bir anlayış sunar.

Bu parçadan felsefeyle ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?

“Çernobil” dizisi, 1986 yılında yaşanan nükleer felaketi anlatırken bilimsel bilginin niteliği üzerine de düşündürür. Dizide, felaketin ardından yaşananlar, bilim insanlarının ve yetkililerin çabaları, bilgi saklamaları ve ortaya çıkan gerçekler arasında pek çok olaya şahit oluruz. Bu süreçte karakterlerin etik sorgulamaları, kişisel ve siyasi ilişkileri, dönemin politik atmosferi ile birlikte bilimsel gelişmelerin dış dünyadan bağımsız değil, kişisel motivasyonlar ve toplumsal beklentilerle şekillendiğini gösterir.

Bu parçada aşağıdakilerden hangisi vurgulanmaktadır?

20. yüzyıl düşünürlerinden Simone Weil, tragedyaların insanın yaşamın zorlukları karşısında nasıl iyi kalabileceğini gösterdiğini çeşitli yazılarında savunur. Özellikle, “The Iliad, or The Poem of Force” adlı çalışmasında bu konuyu ele alır. Bu eserde Weil, insanın trajik deneyimlerden nasıl ders çıkarabileceğini ve bu deneyimlerin etik sorgulamalar için nasıl bir zemin oluşturabileceğini tartışır. Bu bağlamda, tragedyanın insana yaşamın acımasız gerçeklerine rağmen iyi kalmanın önemini gösterdiğini belirtir​. Ona göre tragedyalar, insanın karşılaştığı her türlü engel ve belirsizlik içinde bile iyi olma çabasını vurgular. Weil, iyi bir insan olmanın, yaşamın getirdiği tüm zorluklar ve incinme ihtimali karşısında bile iyilikten vazgeçmemekle mümkün olduğunu belirtir.

Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir?

Ali: Sence Tanrı’nın varlığı sadece düşünce yoluyla kanıtlanabilir mi?

Berk: Bir varlığı düşünmek onu gerçek yapmaz, tıpkı tek boynuzlu atı düşünmek gibi.

Ali: Ama en mükemmel varlığı düşünebileceğimize göre, bu varlık gerçekten var olmalı, değil mi?

Berk: Anlıyorum ama bu yine de onu var etmez.

Ali: Peki, var olan bir şey mi daha mükemmeldir, yoksa sadece düşünülen mi?

Berk: Elbette var olan.

Ali: O halde, en mükemmel varlık olması için Tanrı’nın var olması gerekmez mi?

Anselmus’un Tanrı kanıtlamasına örnek olabilecek bu diyalogtan Tanrı’nın varlığıyla ilgili aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir?

George Berkeley, nesnelerin nitelikleriyle ilgili farklı bir görüş savunur. Ona göre, tüm nitelikler, ister birincil ister ikincil olsun, yalnızca algılayan zihinde var olur. Yani, bir nesnenin şekli, büyüklüğü gibi birincil nitelikler de, rengi, kokusu gibi ikincil nitelikler de algılarımız dışında var olamaz. Bu nedenle, insanların varlıklarla kurduğu epistemolojik ilişki, yalnızca bu algısal niteliklerle mümkündür ve varlıkların tözsel yapısına dair bir bilgiye ulaşamayız.

Bu parçada Berkeley’in hangi görüşü vurgulanmaktadır?